Şevki Efendi (H. 1304-M. 17 Mayıs 1887)
Şevki Efendi XIX. yüzyılın başta gelen hattatlarından biridir. Kızının oğlu
Prof. Süheyl Ünver üstadımızın yazdığına göre, H. 1245 (M. 1829) senesinde Kastamonu
civarında Seyitler köyünde doğmuştur. Küçük yaşta İstanbul’a getirilen Şevki Efendi, dayısı
Hulusi Efendi’den Sülüs ve Nesih dersi almış, hocası bu istidatlı talebesine 12 yaşında iken
icazet vermiştir. Şevki Efendi hocasının tavsiyesine rağmen başka bir hocaya gitmeyi
reddetmiş, hayatı boyunca Harbiye Nezaretine bağlı “Menşe-i Küttab-ı Askeri” de yazı
hocalığı yapmış, Yıldız’da Şehzadelerle mevki sahibi kimselerin çocukları için açılan mektepte
ve Haseki’deki evinde güzel yazı öğretmiştir. Yetiştirdiği talebelerin en değerlilerinden biri
Bakkal Ârif Efendidir.
Nesih yazıda Şeyh Hamdullah’tan başlayarak, Hafız Osman ve İsmail Zühtü yolundan
yürüdüğünü, Sülüs Celîsinde ise Mustafa Rakım’ı izlediğini belirten Prof. Süheyl Ünver,
üstadın bıraktığı güzel eserlerden çoğunun büyük camilerde bulunduğunu söylüyor. Şevki
Efendi’nin eserlerin den bazıları da Topkapı Sarayı Müzesinde, bir kısmı Türk İslâm Eserleri
Müzesinde hayranlıkla seyredilmektedir. Şevki Efendi bilhassa H. 1290 dan sonraki
yazılarında mükemmelliğe ulaşmıştır. Pek güzel bir Hilye-i Şerif, Ekrem Hakkı Ayverdi’nin
koleksiyonu içinde bulunuyor ki bu güzel Hilye H. 1299 (M. 1881) tarihini taşıyor. H. 1296 (M.
1878) tarihinde yazmış olduğu bir mevlevî evrâdını da ben gördüm. Saraya takdim edilmek
üzere hazırlanmış olan bu Evrâddaki iri Nesihi Şevki Efendi elinin en iyi zamanında yazdı,
bizde Nesih yazının eriştiği en yüksek derecenin şaşılacak bir örneğiydi. Tezhibi de zamanın
üstatlarından Nurettin Efendi tarafından yapılmıştı, harikulade idi. Cildi de emsalsiz bir
güzellik taşıyordu.
Şevki Efendi H. 1304 (M. 17 Mayıs 1887) de vefat etti. Merkez Efendi kabristanında,
hocası Hulusi Efendinin yanında toprağa verildi. Kendisi sakin tabiatlı, iyi huylu, merhametli,
para düşkünlüğünden uzak, yardımsever, fırsat buldukça iyilik etmekten geri kalmaz bir zat
idi. Rahat yaşamış, öldüğü zaman ancak cenaze masrafın karşılayacak kadar parası olduğu
anlaşılmıştır.