Mehmet Şefik Bey (H. 1297-M. 1879)
Mehmet Şefik Bey İstanbulludur. Divân-ı Hümâyun Dairesinde tahvil kisedârı Süleyman Mahir
Beyin oğludur. (M. 1819) senesinde dünyaya geldiği tahmin ediliyor. Beşiktaş’ta Kılıçali
mahallesinde doğdu. İlk tahsilini yaptıktan sonra babasının çalıştığı Kalemde memur oldu.
Fakat burada uzun zaman kalmadı. Hattatlığa hevesi vardı. Önce Lâz Ömer diye bilinen Ömer
Vasfi Efendinin yetiştirdiği Ali Vasfi Efendiden yazıyı öğrenmeye başladı. Onun ölümü üzerine
teyzesinin kocası olan Kazasker Mustafa İzzet Efendinin yanından ayrılmadı. Yazıda ilerleme
gücünü ondan almıştır. Mustafa İzzet Efendi Eyüp Camii hatibi, Muzıkai Hümâyun ve
Hademe-i Hümâyun hat muallimi iken Sultan Abdülmecid tarafından ikinci imamlığa tayin
edilince üzerindeki muallimliklere en değerli talebesi olan Şefik Beyi tayin ettirdi. Şefik Bey
emekliye ayrılıncaya kadar buralarda muallimlik etti. Yazdığı levhaları orada yaptırdığı camiye
assın ve yenilerini yazsın diye Abdülmecid tarafından Sakız Adasına gönderildi. H. 1271 (M.
1855) de Bursadaki büyük depremden harap olan Ulu Câmiin duvarlarındaki yazıları tamir
etmek ve yeniden bazı levhalar yazması için Sersikkezen (Madeni para ressamı) Abdülfettah
Efendi ile beraber Bursa’ya gitti. Orada kaldığı üç buçuk senede bozulan yazıları tamir ettiği
gibi pek güzel yazılar da ilave etti.
Şefik Beyin Sülüs, Nesih, Celî Divânî yazıda ve Siyâkatta en üst derecelere yükselmiş
olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Yazının bütün inceliklerini biliyordu. Melek Paşa
torunu Ali Haydar Beyden Tâlik dersi almıştır. İki Kur’an-ı Kerim, sekiz Delâil-i Hayrat,
murakkalar, kıt’alar, güzel levhalar yazmıştır. H. 1260 da yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim Türk
İslam Eserleri Müzesindedir. İstanbul Üniversitesinin Bayezid Meydanındaki dış giriş kapısının
üzerindeki “Dairei Umuru Askeriye” yazısı ve iki tarafında bulunan Fetih Suresi ayetleri
onundur. Ayasofya Câmiinde de yazıları vardır. Kazaskere derin bir hayranlıkla bağlı olan
Şefik Bey H. 1297 (M. 1879) de bu fâni dünyaya gözlerini yumdu; Beşiktaş’ta Yahya Efendi
türbesi civarında yatıyor.