Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975)
Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndaki resim tutkusu, Zeki Kocamemi’nin resim öğretmenliği ile başlamıştır. 1927’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne öğrenci olduğunda hocası Nazmi Ziya Güran, onun gözlerini, denge ve uyumun mükemmelliği demek olan eski Yunan sanatına çevirir. İbrahim Çallı’nın Atölyesi’ndeki avşar kilimi ise onun içindeki gelenekçilik duygularının kapılarını aralar. 1932 yılında Paris’de Andrê Lhote’nin yanında çalışır. Bu arada da atölye arkadaşı romen asıllı Eren Eyüboğlu ile tanışırlar ve evlenirler. 1937’de Akdemi’ye girerek asistan olur. Bedri Rahmi Eyüboğlu, etkilere açık bir sanatçıydı. Avrupa’da resim eğitimi veren kuruluşların, akademizmin karşısında alternatif olarak getirdikleri kübizmden kaynaklanan yeni bir tür akademizmleri doğal olarak onu da etkilemiştir. Ancak o özellikle 1960’lar sonrasında egemenliğini duyuran sanatsal heyecanlara iltifat etmemiş, resmini onlara teslim etmemiştir. Geometrik soyuta, Op-Art’a ya da Pop-Art’a yakınlık duymamıştır. Anadolu’ya ve Anadolu insanına eğilen sanatçı, Anadolu’dan ve Anadolu insanından aldığı motiflerle yaptığı düzenlemeleri kendine özgü bir üslupla yağlıboya tabloya, gravüre, mozaiğe, seramiğe aktarmıştır.
Bir yanım tuz / Bir yanım şeker / Tuzdan yanayım.
Bir yanım toprak / Bir yanım deniz / Denizden yanayım.
Bir yanım ben / Bir yanım sen / Senden yanayım.